müdâhale

listen to the pronunciation of müdâhale
التركية - الإنجليزية
intervention

Human intervention in nature has no limits. - Doğadaki insan müdahalesinin hiçbir sınırı yoktur.

interference, intervention
(Politika, Siyaset) involvement
intervene

They won't intervene. - Onlar müdahale etmeyecek.

The United Nations sent troops to intervene in the conflict. - Birleşmiş Milletler, anlaşmazlığa müdahale etmek için birlik gönderdi.

interposition
to interfere
müdahale etmek
(Hukuk) interfere

I don't want to interfere. - Müdahale etmek istemiyorum.

I don't wish to interfere. - Müdahale etmek istemiyorum.

müdahale etmek
Interfere, intervene, step in
müdahale eşiği
Intervention threshold
müdahale alımları
(Hukuk) intervention purchases
müdahale eden kimse
interventionist
müdahale eden üye devlet
(Hukuk) intercepting Member State
müdahale emri
(Hukuk) interception order
müdahale etme
interference

Russia, the European Union and the U.S. are accusing each other of interference in Ukraine's domestic affairs. - Rusya, Avrupa Birliği ve ABD; birbirlerini Ukrayna'nın iç işlerine müdahale etmekle suçluyorlar.

müdahale etmek
to interfere; to intervene
müdahale etmek
step in
müdahale etmek
to interfere, to intervene, to step in
müdahale hakkında yazılı müzekkere
(Hukuk) interception warrant
müşterek kapsam müdahale çözümü
(Askeri) joint spectrum interference resolution
erken müdahale
early intervention
tıbbi müdahale
medical intervention
acil müdahale
Emergency action
acil müdahale ekibi
Rapid intervention team
acil müdahale ekipmanları
emergency response equipment
acil tıbbi müdahale
emergency medical intervention
müdahaleler
interventions
Bilgisayar acil müdahale timi
(Askeri) computer emergency response team
acil müdahale ekibi
rapid response team
acil müdahale planı
emergency response plan
acil tıbbi müdahale
immediate medical response
ani müdahale kontrol noktası; muharebe sahası içi muhabere güvenlik (COMSEC) pak
(Askeri) incident control point; intertheater communications security (COMSEC) package; interface change proposal; inventory control point
ani müdahale planlama süreci
(Askeri) rapid response planning process
ani müdahale timi
(Askeri) quick reaction team
askeri müdahale
(Hukuk) military intervention
belirlenmiş / hesaplanmış müdahale fiyatı
(Hukuk) derived intervention price
cerrahi müdahale
operation
cerrahi müdahale
med. operation
davaya müdahale law intervention
(of a third party)
elektromanyetik ara yüzey; elektromanyetik müdahale (karıştrrma, titreşim)
(Askeri) electromagnetic interface; electromagnetic interference
elektronik müdahale
(Askeri) electronic interference
genetik müdahale
(Biyoloji) genetic intervention
hastalığın diğer organa müdahale ile tedavisi
revulsion
kamu idaresindeki müdahale birimleri
(Hukuk) state directed intervention bodies
kamuya ait müdahale birimleri
(Hukuk) state owned intervention bodies
kaza müdahale ekibi
accident response group
kriz müdahale harekatı
(Askeri) crisis response operation
planlanmış dönüş zamanı; özel müdahale timi; standart uzak terminal; stratejik o
(Askeri) scheduled return time; special reaction team; standard remote terminal; strategic relocatable target
postaya müdahale
(Hukuk) interception of mail
tıbbi müdahale ekibi
(Tıp) medical response team
özel hayatına müdahale etmek
disturb smb.'s privacy
özel psikiyatrik hızlı müdahale timi
(Askeri) special psychiatric rapid intervention team
şaşırtma, müdahale, karıştırma ve sızma
(Askeri) meaconing, interference, jamming, and intrusion
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Araya girme. Sokulma
(Osmanlı Dönemi) İşlere ve lüzumlu hallere, icabettiği için karışmak. Zararlı bir hal var ise, işe karışıp zararın def'ine çalışmak
Karışma, araya girme: "Sözümü adi bir müdahale zanneder diye korktum."- Y. K. Karaosmanoğlu
Bir dava sonucu verilecek olan kararın, dolaylı olarak etkileyeceği üçüncü kişilerin davaya katılmaları
Karışma, araya girme
(Osmanlı Dönemi) karışma, araya girme, sokulma
müdahale etmek
Karışmak, araya girmek, el atmak
cerrahi müdahale
Ameliyat
müdâhale
المفضلات