müşteri

listen to the pronunciation of müşteri
التركية - الإنجليزية
client

To do our part to protect the elderly, we work to educate and watch out for our clients during our caregiving activities. - Yaşlıları korumak için üzerimize düşeni yapmak amacıyla, bakım çalışmalarımız sırasında müşterilerimizi eğitmeye ve onlara göz kulak olmaya çalışıyoruz.

A lot of clients come to the lawyer for advice. - Birçok müşteri danışma için avukata gelirler.

customer

I'm expecting a customer today. - Bugün bir müşteri bekliyorum.

We had no customers, so we shut the shop early. - Müşterimiz yoktu, bu yüzden mağazayı erken kapattık.

astr. Jupiter
patron

He's been a patron of this store for many years. - O yıllardır bu mağazanın bir müşterisi.

patronizer
shopper

Shoppers crowded the streets. - Müşteriler caddeleri doldurdu.

The shoppers stood in a line. - Müşteriler sırada bekledi.

buyer

Most home buyers have very little imagination. - Çoğu ev müşterisinin çok az hayal gücü vardır.

I hope I can find a buyer for this. - Umarım bunun için bir müşteri bulabilirim.

purchaser
customer, purchaser, buyer, client
taker
(Ticaret) vendee
(Astronomi) jupiter
(Ticaret) customers

There are few customers today. - Bugün az müşteri var.

In this line of work, if you make a grim face the customers won't come. - Bu iş sırasında, sert surat yaparsan, müşteriler gelmez.

(Ticaret) debtor
clientele

Majority of his clientele are poor people. - Müşterilerinin çoğunluğu yoksul insanlardır.

This establishment attracts a clientele of both tourists and businessmen. - Bu şirket hem turistlerden hem de iş adamlarından müşteri çekiyor.

connection
emptor
custom

We had no customers, so we shut the shop early. - Müşterimiz yoktu, bu yüzden mağazayı erken kapattık.

There are few customers today. - Bugün az müşteri var.

müşteri isteğine göre değiştirmek
customize
müşteri hizmet servisi
customer service
müşteri kaptırmak
to lose customer
müşteri memnuniyeti
customer satisfaction
müşteri sorumlusu
customer representative
müşteri ana teçhizatı
(Askeri) customer premise equipment
müşteri bulamama
consumer resistance
müşteri bulamama
sales resistance
müşteri bulmak için yavaş ilerleyen taksi
crawler
müşteri defteri
(otel) visitor's book
müşteri hizmet timi
(Askeri) customer service team
müşteri hizmetleri
customer service
müşteri olmak
buy into
müşteri çeken ucuz mal
leader
müşteri çekici ucuz mal
leading article
müşteri çekmek için zararına satılan mal
loss leader
müşteri çekmeye çalışmak
tout
müşteri önem derecesi
(Ticaret) customer importance rating
müşteriler
clientele

Majority of his clientele are poor people. - Müşterilerinin çoğunluğu yoksul insanlardır.

sürekli müşteri
patron
müşteri ilişkileri
(Ticaret) customer care
müşteri portföyü
customer portfolio
müşteri temsilcisi
account executive
titiz müşteri
(Ticaret) exact customer
Müşteri hizmetleri
customer services
Müşteri memnuniyeti
(Pazarlama) customer pleasure
Müşteri temsilcisi
account manager
Müşteri temsilcisi
customer representative
devamlı müşteri
frequenter
gölge müşteri
mystery shopper
müşteri hizmetleri
customer fulfillment
müşteri hizmetleri
customer care
müşteriler
(Ticaret) costumers
bireysel müşteri
(Ticaret) retail customer
devamlı müşteri
patronizer
devamlı müşteri
habitue
devamlı müşteri
regular

I'm a regular at this gym. - Bu spor salonunda devamlı müşteriyim.

I'm a regular at a restaurant in this neighborhood. Let's have lunch there today. - Bu çevredeki bir restoranda devamlı müşteriyim. Bugün orada öğle yemeği yiyelim.

lütfen müşteri hizmetlerine sorun
Please ask customer service
muharebe meteoroloji timi; müşteri bekleme zamanı
(Askeri) combat weather team; customer wait time
muhtemel müşteri
prospect
müşteriler
constituency
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Jüpiter gezegeni
Jüpiter
Alıcı, hizmet gören ve karşılığında ücret ödeyen kimse: "(berber) Fırçayı iyice sabunlar, hoş vuruşlarla dolaştırırdı müşterinin yüzünde."- N. Cumalı
Erendiz, Jüpiter
Alıcı, hizmet gören ve karşılığında ücret ödeyen kimse
MÜŞTERİ
(Osmanlı Dönemi) Bir yıldız ismidir. Jüpiter
MÜŞTERİ
(Osmanlı Dönemi) Malı parayla alan. Satılan malı alan
MÜŞTERİ
(Osmanlı Dönemi) İstekli, arzulu
müşteri hizmeti
Müşteriye verilen hizmet
gizli müşteri
Bir kişi ya da kurumun kimliğini belli etmeden başka kurum veya kişilerin hizmet kalitesini incelediği çalışmaları gizlice yapan müşteri
gölge müşteri
Bir kişi ya da kurumun kimliğini belli etmeden başka kurum veya kişilerin hizmet kalitesini incelediği çalışmaları gizlice yapan müşteri
yağlı müşteri
Bol paralı, çok alışveriş yapan müşteri
الإنجليزية - التركية

تعريف müşteri في الإنجليزية التركية القاموس.

müşteri temsilcisi
Customer Representative