müştereken

listen to the pronunciation of müştereken
التركية - الإنجليزية
in common

Tom and Mary have something surprising in common. - Tom ve Mary'nin müştereken şaşırtıcı bir şeyi var.

Mathematicians have this in common with the French: whatever you're trying to say to them, they take it and translate it in their own way and turn it around into something completely different. - Matematikçiler buna Fransızlarla müştereken sahiptir: onlara her ne söylemeye çalışıyorsan, onlar onu alır ve onu kendi tarzlarıyla çevirir ve onu tamamen farklı bir şeye çevirirler.

in common, jointly
as a joint effort
shared
joint
(Kanun) conjointly
in conjunction with
jointly
müştereken ve müteselsilen sorumlu
jointly and severally liable
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) (şirket. den) Ortak olarak, müşterek bir tarzda, ortaklaşa
Ortaklaşa, birlikte, el birliğiyle
Ortaklaşa, birlikte, el birliğiyle: "Eğer o razı olmazsa masrafı müştereken veririz."- M. Ş. Esendal
müştereken
المفضلات