müştereken

listen to the pronunciation of müştereken
التركية - الإنجليزية
in common

We have that in common. - Buna müştereken sahibiz.

Tom and Mary have something surprising in common. - Tom ve Mary'nin müştereken şaşırtıcı bir şeyi var.

in common, jointly
as a joint effort
shared
joint
(Kanun) conjointly
in conjunction with
jointly
müştereken ve müteselsilen sorumlu
jointly and severally liable
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) (şirket. den) Ortak olarak, müşterek bir tarzda, ortaklaşa
Ortaklaşa, birlikte, el birliğiyle
Ortaklaşa, birlikte, el birliğiyle: "Eğer o razı olmazsa masrafı müştereken veririz."- M. Ş. Esendal
müştereken
المفضلات