mâhiyet

listen to the pronunciation of mâhiyet
التركية - الإنجليزية
التركية - التركية
Nitelik, vasıf, öz, asıl, esas, iç yüz
Nitelik, vasıf, öz, asıl, esas, içyüz
(Osmanlı Dönemi) bir şeyin aslı, içyüzü, esâsı bir şeyin neden ibaret olduğu, hakîkatı
(Osmanlı Dönemi) ŞAN
MAHİYET
(Osmanlı Dönemi) Bir şeyin içyüzü, aslı, esası. Bir şeyin neden ibâret olduğu, künhü, esası, hakikatı. (Mâhiyet, hakikatten daha umumidir. Hakikat, mevcudatta, mahiyet ise, hem mevcudat hem ma'dumatta müstameldir.) (L.N.)(İnsanın kıymetini tayin eden, mahiyetidir. Mahiyetin değeri ise, himmeti nisbetindedir. Himmet ise, hedef ittihaz ettiği maksadın derece-i ehemmiyetine bakar. İ.İ.)
mâhiyet
المفضلات