Jack asla yalan söylemediğini söyledi fakat yalan söylüyordu.
- Jack said he had never told a lie, but he was lying.
Tom yalan söylemekten hiçbir vicdan azabı çekmiyordu.
- Tom had no qualms about lying.
Tom yatakta hasta uzanıyor.
- Tom is lying ill in bed.
Köpeğimi bahçemizdeki ağacın altında uzanırken buldum.
- I found my dog lying under the tree in our yard.
Bütün gün yatakta yatmaktan usandım.
- I got tired of lying in bed all day.
Tom sokakta yatan bir ayyaşı fark etti.
- Tom noticed a drunkard lying in the street.
Otun üstünde yatan köpek benimdir.
- The dog lying on the grass is mine.
Uzanmadığını biliyorum.
- I know you're not lying.
Kyoko, çimde uzanmaktadır.
- Kyoko is lying on the grass.