O, kızını baygın halde kaldırımda yatarken gördü. - She saw her daughter lying on the sidewalk, unconscious.
O, kızını baygın halde kaldırımda yatarken gördü.
She saw her daughter lying on the sidewalk, unconscious.
Kendini parkta bir bankta yatarken buldu. - He found himself lying on a bench in the park.
Kendini parkta bir bankta yatarken buldu.
He found himself lying on a bench in the park.