In the amusement park Mary found a boy on his own weeping, and spoke to him gently. Hey, sonny, what is it? Are you lost? Would you like me to take you to the Lost Children Department?
- Lunaparkta Mary yalnız başına ağlayan bir oğlan buldu ve yumuşak bir sesle Merhaba yavrum, sorun nedir? Kayıp mı oldun? Seni Kayıp Çocuklar Şubesine götüreyim mi? dedi.
The city became popular thanks to the amusement park constructed last year.
- Şehir geçen yıl inşa edilen lunapark sayesinde ünlü oldu.
Life is like a roller coaster ride.
- Hayat hızlı bir lunapark trenine binmek gibi bir şey.