lughole

listen to the pronunciation of lughole
الإنجليزية - التركية
kulak
ear
{i} işitme duyusu
ear
{i} başak
ear
{i} kulak verme
ear
kulak

O, onun söylediğine kulaklarını kapattı. - She closed her ears to what he was saying.

O, kulakları olan kirpileri asla görmediğini söylüyor. - She says that she's never seen hedgehogs with ears.

ear
başak/kulak
ear
{i} duyma yeteneği

Senin onun duyma yeteneğini yükseltebileceğini sanmıyorum. - I don't think you can gain his ear.

الإنجليزية - الإنجليزية
ear
an ear
lughole
المفضلات