Ne güzel bir sürpriz!
- What a lovely surprise!
Çünkü sen tatlı ve güzel bir kızsın.
- Because you're a sweet and lovely girl.
Ne sevimli bir bahçe!
- What a lovely garden!
O sevimli genç bir adam.
- He's a lovely young man.
Ve yolun her adımında benim arkamda olan sevgili karım Kate'e teşekkür etmeliyim.
- And I must thank my lovely wife, Kate, who was behind me every step of the way.
Hoş bir gece geçirdim.
- I had a lovely night.
O hoş bir sonbahar akşamı idi.
- It was a lovely autumn evening.
The lovely castle garden enchants visitors with its lovely blooms and romantic follies.