Konserde bir sürü insan vardı.
- There were lots of people at the concert.
Bir sürü insan vardı.
- There were lots of people.
Venedik'te her zaman çok turist vardır.
- In Venice, there are always lots of tourists.
Oyun çok sayıda insanı heyecanlandırdı.
- The game excited lots of people.
Yurtdışı deneyimleriyle ilgili birçok kitap yazdı.
- He has written lots of books about his experience abroad.
Tom birçok insanın hoşlanmadığı adam türüdür.
- Tom is the kind of guy lots of people just don't like.
Birçok kişi arabalarla ilgilenir fakat arabalar benim için bir şey ifade etmiyor.
- Lots of people are interested in cars, but they're really nothing to me.
Tom birçok insanın hoşlanmadığı adam türüdür.
- Tom is the kind of guy lots of people just don't like.
Venedik'te her zaman çok turist vardır.
- In Venice, there are always lots of tourists.
Oyun çok sayıda insanı heyecanlandırdı.
- The game excited lots of people.
Tom bize yiyecek bir sürü şey verdi.
- Tom gave us lots to eat.
Henüz sana söylemediğim bir sürü şey var.
- There are lots of things I haven't told you yet.
She made lots of new friends.
They purchased all of the adjacent lots.
Last year I ran lots faster than him.
... lots of time. ...
... just meet lots of people. ...