Bay Miyake Kurashiki'de kaldığım sırada bana bir sürü yer gösterdi.
- Mr Miyake showed me lots of places during my stay in Kurashiki.
Planımızın bir sürü avantajı var.
- Our plan has lots of advantages.
Müzik dinlemek çok eğlenceli.
- Listening to music is lots of fun.
Oyun çok sayıda insanı heyecanlandırdı.
- The game excited lots of people.
Tom birçok insanın hoşlanmadığı adam türüdür.
- Tom is the kind of guy lots of people just don't like.
Birçok kız Tom'u sever.
- Lots of girls like Tom.
Yurtdışı deneyimleriyle ilgili birçok kitap yazdı.
- He has written lots of books about his experience abroad.
Birçok kişi arabalarla ilgilenir fakat arabalar benim için bir şey ifade etmiyor.
- Lots of people are interested in cars, but they're really nothing to me.
Venedik'te her zaman çok turist vardır.
- In Venice, there are always lots of tourists.
Müzik dinlemek çok eğlenceli.
- Listening to music is lots of fun.
Tom bize yiyecek bir sürü şey verdi.
- Tom gave us lots to eat.
Onlardan bir sürü şey vardı.
- There were lots of them.
She made lots of new friends.
They purchased all of the adjacent lots.
Last year I ran lots faster than him.
... We have lots of search boxes, but they're all ...
... Lots of people are worried about how advertising is going ...