Tom zayıflamak zorunda.
- Tom has to lose weight.
Zayıflamak için çikolatadan kolayca vazgeçebilirim.
- I can easily give up chocolate to lose weight.
Bazı insanlar kilo vermek için öğün atlarlar.
- In order to lose weight some people skip meals.
Tom birkaç ay önce kilo vermek için uğraşmaya başladı.
- Tom began to try to lose weight a few months ago.
O mağaza, fiyatlarını düşürmek zorunda kaldı.
- That store had to reduce their prices.
Muhalefet partisi gelir vergisini düşürmek için bir yasa tasarısı sundu.
- The opposition party put forward a bill to reduce income tax.
Bu şirket çevresel kaplama alanını azaltmak için yeni teknolojiler kullanıyor.
- This company is using new technologies to reduce its environmental footprint.
Bu ay harcamalarımı azaltmak zorundayım.
- I have to reduce my expenses this month.
Eğer kilo vermek istiyorsanız, yemeksiz bir gün geçirin.
- If you want to lose weight, spend a day without meals.
Tom birkaç ay önce kilo vermek için uğraşmaya başladı.
- Tom began to try to lose weight a few months ago.
I'll need to lose weight if I want to fit into my old jeans.