loosely, the betrayal of any trust or confidence; treachery; perfidy

الإنجليزية - التركية

تعريف loosely, the betrayal of any trust or confidence; treachery; perfidy في الإنجليزية التركية القاموس.

المصطلحات ذات الصلة

treason

vatan hainliği

Bay Başkan yaptığın şey vatan hainliğidir! - Mr. President, what you are doing is treason!

Bazı ülkelerde vatan hainliği için ceza ömür boyu hapis olabilir. - In some countries, the punishment for treason can be life in prison.

treason

ülkesine ihanet

treason

{i} vatana ihanet

O vatana ihanet için bir adaya sürüldü. - He was banished to an island for high treason.

O, vatana ihanet suçundan bir adaya sürgün edildi. - He was exiled to an island for the crime of high treason.

treason

(Askeri) VATANA İHANET: Bir kimsenin kendi yurduna karşı savaşmak veya memleketinin düşmanlarına yardımda bulunmak suretiyle işlediği suç

treason

{i} hainlik

Düşmana yardım ve yataklık etmek, hainlik olarak kabul edilir. - Aiding and abetting the enemy is considered treason.

treason

{i} ihanet, hıyanet, hainlik

الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف loosely, the betrayal of any trust or confidence; treachery; perfidy في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

treason

الواصلة

loosely, the be·tray·al of a·ny trust or confidence; treachery; per·fi·dy