تعريف looped في الإنجليزية التركية القاموس.
- zil gibi
- {f} ilmekle
- ilmek yapılmış
- ilmekledi
- loop
- döngü
Neden döngüde değildim?
- Why wasn't I in the loop?
- drunk
- sarhoş
Onu dün gece barda gördüm ve o gerçekten sarhoştu.
- I saw him last night in the bar and he was really drunk.
Onun işe genellikle geç gelmesi yeterince kötüydü fakat sarhoş gelmesi bardağı taşıran son damlaydı ve ben onun işine son verdireceğim.
- It was bad enough that he usually came to work late, but coming in drunk was the last straw, and I'm going to have to let him go.
- loop
- {i} ilmek
- looped yarn
- kıvrımlı iplik
- looped coupling link
- koşum takımı üzengisi
- loop
- {i} düğüm
- drunk
- sarhoş içkili
- loop
- {f} düğümlemek
- loop
- hat
- loop
- {i} döngü [(Bilgisayar) ]
- loop
- iliklemek
- drunk
- içki âlemi
- drunk
- fitil gibi
- drunk
- {f} iç: adj.sarhoş
- drunk
- ayyaşlık
- drunk
- sarhoş adam
Sarhoş adam düz yürüyemiyordu.
- The drunken man couldn't walk straight.
Polis memuru el fenerini sarhoş adamın yüzüne tuttu.
- The officer shone his flashlight in the drunken man's face.
- drunk
- sarhoş olmak
Sarhoş olmak için yeterince içelim.
- Let's drink enough to get drunk.
Tom'un canı sarhoş olmak istedi.
- Tom felt like getting drunk.
- drunk
- blind drunk körkütük sarhoş
- drunk
- f., bak. drink. s., i. sarhoş, içkili
- drunk
- içkili
Tom eve sürmek için çok içkili.
- Tom is too drunk to drive home.
- loop
- {i} çevrim
- loop
- {f} ilmik olmak
- loop
- (Elektrik, Elektronik) kapalı devre
- loop
- (Gıda) oze
- loop
- (Askeri) luping
- loop
- (Askeri) çevirme kasa
- loop
- (Sinema) büklüm
- loop
- (Gıda) öze
- loop
- (Askeri) doblin
- loop
- takla atma
- loop
- (Elektrik, Elektronik) devre
Tom, devreye girmeye hazırlanıyor.
- Tom is getting prepared to join the loop.
- loop
- çerçeve
- loop
- (Fizik) kordon
- loop
- (Tıp) kıvrım
- loop
- ring
- loop
- ilmik yapmak
- loop
- bağlamak
- loop
- ilmik
- loop
- {f} ilmekle
- loop
- ilmek olmak
- loop
- {f} ilmek yap
- loop
- Çerve yolu
- drunk
- {s} mest olmuş
- drunk
- (isim) sarhoş, ayyaş, sarhoşluk, içki alemi
- drunk
- {s} kendinden geçmiş
- drunk
- {s} kafayı bulmuş
- drunk
- {i} sarhoşluk
Fahişelik, kumar, uyuşturucu madde kullanımı, sarhoşluk, düzeni bozmak ve diğer yasadışı etkinlikler kesinlikle yasaklanmıştır.
- Prostitution, gambling, the use of narcotic substances, drunkenness, disorder, and all other illegal activities are STRICTLY FORBIDDEN.
- drunk
- {s} mest
- drunk
- {i} ayyaş
Çocuklar, aptallar ve ayyaşlar doğruyu söyler.
- Children, fools and drunkards tell the truth.
O, gerçek bir ayyaştı.
- He was a real drunkard.
- drunk
- drunk as a fiddler veya lord çok saıhoş
- loop
- (Askeri) ÇERÇEVE ANTEN: Bak. "loop antenna"
- loop
- {i} elek. kapalı devre
- loop
- {i} ilmik; ilik halkası
- loop
- ırmağm yılankavi aktığı yer
- loop
- {i} (Bilgisayar) döngü
- loop
- ilmekle tutulmak
- loop
- döngü,v.ilmekle: n.çevrim
- loop
- {i} spiral
- loop
- ilmeklemek
- loop
- doğum kontrolü için dölyatağına konulan halka
- loop
- ilmek yapmak
- loop
- kroşe ve örgü işlerinde bir ilmek
- loop
- {i} ilik
- loop
- {i} takla
- loop
- {i} dönme
- loop
- loop back bir eğri meydana getirerek
- loop
- {i} kavis
- loop
- {i} hav. takla
- loop
- ilme
- loop
- fletner
- loop
- lup