Tom görünüş biçimini çok önemsiyor.
- Tom cares a lot about the way he looks.
Görünüşe bakılırsa sınava çok çalışmadın.
- Looks like you didn't study much for the test.
Nick kırsal alandan gelen birine tepeden bakıyor.
- Nick looks down on anyone who comes from a rural area.
Tom her zaman bir saat takardı, ama şimdi o sadece akıllı telefonuna bakıyor.
- Tom used to always wear a watch, but now he just looks at his smart phone.
Daha genç kuşak şeylere farklı şekilde bakar.
- The younger generation looks at things differently.
Benim evim denize doğru bakar.
- My house looks toward the sea.
His charm and good looks accounted for much of his popularity in the polls.