Tom bir iş aramak zorundadır.
- Tom has to look for a job.
Dolma kalemimi aramak zorundayım.
- I have to look for my pen.
Kitabı bulmaya çalışmak için birçok dükkana gittim.
- I went to many shops to look for the book.
Tom yiyecek bir şey aramak için dışarı çıktı.
- Tom went out to look for something to eat.
Tom, üniversiteden mezun olmadan üç ay önce bir iş aramaya başladı.
- Tom began to look for a job three months before he graduated from college.
Aptal görünmekten korkuyordum.
- I was afraid of looking stupid.
Bazen iyi görünme ve rahat olma arasında seçim yapmak zorundasın.
- Sometimes you have to choose between looking good and being comfortable.
Bir kişinin bir şeye bakış şekli onun durumuna bağlıdır.
- A person's way of looking at something depends on his situation.
Bir şeye bakış şeklin senin durumuna bağlıdır.
- Your way of looking at something depends on your situation.
Rahibe Teresa neye ihtiyaç olduğunu görmek için etrafına bakarak işine başladı.
- Mother Teresa began her work by looking around to see what was needed.
O birçok geceyi yıldızlara bakarak geçirdi.
- Many nights did he spend, looking up at the stars.
O güzel görünümlü bir kadın.
- She's a fine looking woman.
Sen kötü görünümlü değilsin.
- You're not bad looking.
He spent his life looking for the truth.
... support, I'd say absolutely not. I'm not looking for a $5 trillion tax cut. What I've said ...
... >>Male #8: All right. Thanks for coming. It seems like you're looking for sort of an overall ...