Lütfen ne zaman isterseniz içeri gelip sergimize bir göz atmak için tereddüt etmeyin.
- Please do feel free to come in and take a look at our exhibition anytime.
Eve bir göz atmak için gideceğim.
- I will go and take a look at the house.
Bu resme her bakışımda, babamı hatırlarım.
- Every time I look at this picture, I think of my father.
Bu Japon arabasına bak.
- Look at this Japanese car.
O, postere bakmak için durakladı.
- He paused to look at the poster.
Çiçekler bakmak için çok güzeldi.
- The flowers were very beautiful to look at.
... So, when the ancients looked at the sky, the sky was full of mystery and wonder, and in ...
... that looked at how the willingness of a judge ...