Lütfen ne zaman isterseniz içeri gelip sergimize bir göz atmak için tereddüt etmeyin.
- Please do feel free to come in and take a look at our exhibition anytime.
Eve bir göz atmak için gideceğim.
- I will go and take a look at the house.
Çocukken çimin üstünde sırtüstü uzanır beyaz bulutlara bakardım.
- As a boy, I used to lie on my back on the grass and look at white clouds.
Karlarla örtülü şu dağa bak.
- Look at that mountain which is covered with snow.
Sabah güneşi bakmak için çok parlak.
- The morning sun is too bright to look at.
Tom arabaya yakından bakmak için durdu.
- Tom stopped to take a close look at the car.
... And before we looked at user reviews ...
... Mr. President, have you looked at your pension? Have you looked at your pension? ...