Devlet ceza evinden üç uzun dönem mahkum kaçtı.
- Three long-term inmates of the state penitentiary have just escaped.
Avrupa için uzun dönemli bir vizyon eksikliği var.
- There is a lack of long-term vision for Europe.
Uzun süreli işsizlik çok sinir bozucu ve moral bozucu olabilir.
- Long-term unemployment can be very frustrating and demoralising.
Eğer eşiniz bir vatandaş ise uzun süreli bir vize almak daha kolay olabilir.
- It may be easier to get a long-term visa if your spouse is a citizen.
Uzun vadeli faiz oranları yükseldi.
- Long-term interest rates have surged.
Bu şey aceleye gelmez; onun uzun vadeli planlamaya ihtiyacı var.
- This thing can't be rushed; it needs long-term planning.
Senin uzun vadeli planların nedir?
- What are your long term plans?
Sanırım onun hakkında uzun süre düşündüğünde o farklıdır.
- I suppose it's different when you think about it over the long term.
... In the very long term, I don't think you should have to think ...
... more long-term unemployed workers a fair shot add new jobs ...