تعريف loading في الإنجليزية التركية القاموس.
- yükleme
Bu kamyonetin yükleme kapasitesi nedir?
- What is the loading capacity of that van?
Kamyonu yüklemeye hazırız.
- We're ready to begin loading the truck.
- (Askeri) YÜKLEME: Birliklerin, teçhizatın ve ikmal maddelerinin gemilere, uçaklara, trenlere, kara nakil araçlarına ve diğer nakil araçlarına konması işlemi. Bak. "administrative loading", "block stowage loading", "bulk loading", "cargo", "combat loading", "commercial loading", "commodity loading", "convoy loading", "cross-loading (personnel) ", "endurance loading", "horizontal loading", "preload loading", "rail loading", "selective loading", "unit loading", "vertical loading"
- doldurma
- sürşarj
- ek maliyet
- {f} yükle
Kamyonu yüklemeye hazırız.
- We're ready to begin loading the truck.
Tom kamyona yükleme yapmayı bitirdi.
- Tom finished loading the truck.
- ağırlaşması veya kalınlaşması için herhangi bir şeye katılan madde
- {i} yük
Onlar gemiye petrol yüklüyorlar.
- They are loading oil into the ship.
Gemiye ham petrol yüklüyorlar.
- They're loading crude oil onto the ship.
- masrafları karşılamak için prime eklenen miktar
- {i} film takma
- (İnşaat) yük alma
- yükleniyor
- load
- yüklemek
Sami mobilyayı yüklemek için oradaydı.
- Sami was there to load the furniture.
Her şeyi kamyona yüklemek Tom'un bir saatini aldı.
- It took Tom an hour to load everything on the truck.
- load
- yük
Tom silahının yüklü olduğundan emin olmak için kontrol etti.
- Tom checked to make sure his gun was loaded.
Bu kamera, film yüklü değil.
- This camera is not loaded with film.
- loading bridge
- yükleme köprüsü
- loading capacity
- yükleme kapasitesi
- loading capacity
- yükleme sığası
- loading coil
- yükleme bobini
- loading dose
- yükleme dozu
- loading gauge
- yük gabarisi
- loading hopper
- yükleme hunisi
- loading instruction
- yükleme yönergesi
- loading mechanism
- doldurma tertibatı
- loading note
- taşıma senedi
- loading note
- hamule senedi
- loading point
- yükleme yeri
- loading programme
- yükleme bağdarlaması
- loading programme
- yükleme programı
- loading ramp
- bindirme rampası
- loading ramp
- yükleme rampası
- loading routine
- yükleme yordamı
- loading speed
- yükleme hızı
- loading tray
- yükleme tablası
- Loading game
- oyun yükleniyor
- Loading game
- oyunu yüklüyor
- loading dock
- yükleme dokuna
- loading note
- hamule senedi, taşıma senedi
- loading time
- yükleme süresi
- loading weight
- yükleme ağırlığı
- loading barrow
- (Askeri) TEKERLEKLİ MERMİ TESKERESİ: Ağır bir mermiyi topa doldurmak için kullanılan küçük araba veya teskere
- loading chart
- (Askeri) (AIRCRAFT) YÜKLEME ŞEMASI (UÇAK): Nakledilebilecek yüklerin uçakta konabileceği yeri gösteren, kontrol listeleri, denge kayıtları ve ağırlık ve denge beyanlarıyla ilgili uçakta taşınan bir dizi dökümandan biri
- loading condition
- yükleme şartı
- loading condition
- yük şartı
- loading condition
- yük hali
- loading condition
- yük durumu
- loading cycle
- yükleme çevrimi
- loading equipment
- yükleme ekipmanı
- loading factor
- (Nükleer Bilimler) yükleme faktörü
- loading instructions
- yükleme talimatları
- loading mechanism
- (Askeri) DOLDURMA MEKANİZMASI, DOLDURMA TERTİBATI: Ateşli silahlarda doldurma mekanizması
- loading officer
- (Askeri) BİNDİRME VE YÜKLEME SUBAYI: Kıta, teçhizat ve ikmal maddelerini gemi, tren ve hava indirme harekatında hava araçlarına bindirmek üzere görevlendirilmiş kıta subayı. Bak. "unit loading officer"
- loading path
- yükleme yolu
- loading plan
- (Askeri) YÜKLEME PLANI: Bir araya getirildiklerinde kara, deniz ve demiryollarıyla veya hava ulaştırma vasıtalarıyla intikal eden bir veya daha fazla birlik veya diğer özel personel grupları ya da malzeme için personelin tertiplenmesi ve teçhizatın yüklenmesiyle ilgili tüm talimatları temsil eden tek tek hazırlanmış dökümanların tümü. Bak. "ocean manifest"
- loading platform
- (Askeri) YÜKLEME RAMPASI: Ambar vesair binaların ön tarafında bulunan, eşyanın vagon ve kamyonlara yükletilmesinde faydalanılan platform
- loading point
- (Askeri) BİNDİRME VE YÜKLEME NOKTASI: Personelin, gemi, tren, kamyon, uçak vesaireye bindirildiği ve ikmal maddeleri ile teçhizatın yüklendiği nokta
- loading rate
- yükleme hız
- loading site
- (Askeri) YÜKLEME BÖLGESİ (MEVZİİ): Bir kaç yükleme noktasını kapsayan bölge
- loading skip
- yükleme kovası
- loading table
- (Askeri) YÜKLEME KAPASİTE ÇİZELGESİ: Çeşitli tipte tren, gemi, hava aracı vesaireye yüklenmesi caiz yük miktarlarını gösteren çizelge veya şema
- loading tray
- (Askeri) MERMİ YATAĞI: Bazı otomatik silahlarda, özellikle hava savunma silahlarından, mermileri kamaya süren oyuk kızak
- load
- yükletmek
- load
- {f} sıkmak
- commodity loading
- (Askeri) blok yükleme
- cyclic loading
- (İnşaat) tekrarlı yükleme
- fool loading
- maksimum yükleme
- fool loading
- tam yükleme
- live loading
- hareketli yükleme
- load
- silahı doldurmak
- load
- (Askeri) yüklü
Gemi kömür, kereste, ve benzeri şeylerle yüklüydü.
- The vessel was loaded with coal, lumber, and so on.
O, bu silahı yüklü bulundurur.
- He keeps this gun loaded.
- load
- şarj etmek
- load
- yükleme
Tom'un kamyonu yüklememe yardımcı olacağını umuyordum.
- I was hoping Tom would help me load the truck.
Kamyonu yüklemeye hazırız.
- We're ready to begin loading the truck.
- load
- (Askeri) tahmil etmek
- load
- yükleme yapmak
- load
- yük vurmak
- load
- (Avcılık) sıkı
- load
- mal yüklemek
- load
- (Avcılık) dolu
- load
- yük yüklemek
- load
- hareketli yük
- load
- tam yük
- muzzle loading
- (Askeri) ağızdan yüklemeli
- breech loading
- kuyruktan dolma
- coefficient of loading
- yükleme katsayısı
- coil loading
- bobin yükleme
- combat loading
- muharebe yüklemesi
- disk loading
- disk yüklemesi
- dynamic linking and loading
- dinamik bağlantılama ve yükleme
- horizontal loading
- yatay yükleme
- load
- {f} yükle
Adamlar bagajı kamyona yükledi.
- The men loaded the baggage into the truck.
Bagajımızı arabaya yükledik.
- We loaded our baggage into the car.
- load
- (makina/vb.'nin yaptığı) iş
- load
- şarj
- load
- taşınan miktar
- port of loading
- yükleme limanı
- self-loading
- (tabanca) yarı otomatik
- shock loading
- şoklu yükleme
- tin loading
- kalay şarjı
- load
- {i} sıkıntı
- boiler loading
- kazan yüklenmesi
- breech loading field gun
- (Askeri) Kamadan doldurulan sahra topu
- breech-loading
- makat yükleme
- front loading
- on yükleme
- front loading washer
- önden yüklemeli yıkayıcı
- load
- yüklenme
- loadings
- yüklemeler
- random loading
- rastgele yükleme
- sparse loading
- boş yer bırakarak yükleme
- surface loading rate
- (Mühendislik) Yüzey yükleme hızı
- water loading
- su yükleme
- (gabarit international de chargement) international loading gauge
- (Askeri) (gabarit international de chargement) uluslar arası yükleme mastarı (ölçü birimi)
- Tube loading and cop removing station
- (Tekstil) Masura takma ve kops alma istasyonu
- Tube loading station
- (Tekstil) Masura takma istasyonu
- Tube loading station Placing tubes
- (Tekstil) Masura takma
- administrative loading
- (Askeri) İDARİ YÜKLEME: Taktik değerlendirmelere bağlı kalmaksızın öncelikle, asker ve yük kapasitesinden azami düzeyde faydalanmaya önem veren yükleme sistemi. Ayrıca bak: "commercial loading" and "loading"
- advanced ambulance loading post
- (Askeri) İLERİ AMBULANS BİNDİRME YERİ: Bak. "ambulance loading post"
- after loading technique
- (Nükleer Bilimler) sonradan yükleme tekniği
- air loading table
- (Askeri) HAVA YÜKLEME ÇİZELGESİ: Kara birlikleri tarafından kullanılan esas bilgi kayıt kağıdı. Bu çizelge; hava araçlarından her birine yüklenen yük ile ilgili bilgiyi ihtiva eder. Tabur komutanı, bölüklerin ihtiyaçlarına dayanan hava yükleme çizelgesini hazırlar, Bu çizelge, tabur harekat emrinin bir ekidir. Bilgi edinmesi için hava kıta nakliye komutanına veya hava kuvveti komutanına gönderilir, ya da her ikisine birden verilebilir. Ayrıca bakınız: "loading table"
- aircraft loading table
- (Askeri) UÇAK YÜKLEME ÇİZELGESİ: Kuvvet birlik komutanı tarafından kullanılan ve herbir uçağa fiilen yüklenen yükle ilgili bilgileri kapsayan veri çizelgesi
- ambulance loading post
- (Askeri) AMBULANS BİNDİRME YERİ: Normal olarak, ambulans mekiğinin en ilerisinde, hasta ve yaralıları tahliye için bir veya daha çok ambulansın bulunduğu bir nokta. Bu nokta, genellikle, bir sıhhi yardım istasyonundadır. İleri ambulans bindirme durağı, sıhhi yardım istasyonunun ilerisinde bulunan bir duraktır. Bak. "advanced ambulance loading post"
- ammunition loading line
- (Askeri) MÜHİMMAT TERKİP ATELYESİ: Bir tesiste, birbirine benzer mühimmat kalemlerinden herhangi bir gruba ait ana parçaların birleştirilmesi için, tam bir işletme tesisi halinde kurulmuş bina, teçhizat ve lüzumlu tesisattan ibaret kolaylık tesisleri grubu
- axle loading
- (Otomotiv) azami dingil yükü
- batch loading
- (Nükleer Bilimler) yığın yüklemesi
- belt loading machine
- (Askeri) ŞERİT DOLDURMA MAKİNESİ, DOLDURMA MAKİNESİ: Şerit ile beslenen bir otomatik silahın fişek şeridine fişeklerin takılması için yapılmış makine. Buna "belt filling machine" de denir
- blade loading
- (Havacılık) pala yüklemesi
- blast loading
- (Çevre) darbe yüklemesi
- block stowage loading
- (Askeri) BLOK İSTİF YÜKLEME: Belirli bir yere gidecek bütün yük bir arada istiflenecek şekilde bir yükleme usulü. Maksat, gittiği yerde, yükün, diğer noktalara ait yüklere zarar vermeden, süratle tahliyesini kolaylaştırmaktır. Ayrıca bakınız: "loading"
- bulk loading
- (Askeri) kitle yükleme
- bulk loading
- dökme yükleme
- bulk loading
- (Askeri) karışık yükleme
- bulk loading
- (Askeri) KARIŞIK YÜKLEME, KİTLE YÜKLEME: İkmal maddelerinin; sınıf, hizmet veya cins ayrımı yapmaksızın, bir geminin bütün taşıma kapasitesinden faydalanılacak şekilde istiflenmesi. Ayrıca bakınız: "loading"
- canopy loading
- (Havacılık) kanopi yüklemesi
- cargo and loading analysis table
- (Askeri) kargo ve yükleme analiz tablosu
- cartridge loading
- (Havacılık) kartuş yükü
- cease loading
- (Askeri) YÜKLEMEYİ DURDUR: Topçu ve deniz topçu ateşi desteğinde, mermilerin silaha doldurulması işleminin geçici olarak durdurulduğunu belirtmek üzere iki veya daha fazla atımlık ateş esnasında kullanılan emir
- cease loading
- (Askeri) doldurmayı durdur! komutu
- central loading
- merkezi yükleme
- centric loading
- (Jeoloji) merkezi yükleme
- clip loading machine
- (Askeri) FİŞEK BAĞI DOLDURMA MAKİNASI: Fişekleri bir fişek bağına yerleştirmek için kullanılan cihaz
- combat loading
- (Askeri) MUHAREBE YÜKLEMESİ: Birliğin bindirilmesinde; personel tertibi ile teçhizat ve ikmal maddeleri istifinin muhtemel taktik harekata uygunluk dikkate alınarak yapılması. Her yük kalemi istenilen anda boşaltılabilecek şekilde istiflenir
- combat loading
- (Askeri) muharebe bindirmesi
- combat spread loading
- (Askeri) dağınık muharebe yüklemesi
- combat spread loading
- (Askeri) DAĞINIK (BÖLÜNMÜŞ) MUHAREBE YÜKLEMESİ: Bindirmede; yüklerin ayrı ayrı gemilere yüklenmesi
- combat unit loading
- (Askeri) MUHAREBE BİRLİĞİ BİNDİRMESİ, MUHAREBE BİRLİĞİ YÜKLEMESİ: Bir birliği; indirildiği zaman harekata hazır olabilecek şekilde, esas muharebe teçhizatı, ikmal maddeleri, motorlu vasıtaları ve hayvanlarıyla birlikte, bir gemiye, uçağa, kamyona veya trene yükleme usulü
- combat unit loading
- (Askeri) muharebe birliği yüklemesi
- combat unit loading
- (Askeri) muharebe birliği bindirmesi
- commercial loading
- (Askeri) Bknz. "Administrative Loading"
- continuous loading
- sürekli yükleme
- convoy loading
- (Askeri) KONVOY YÜKLEMESİ: Birliklerin, teçhizat ve ikmal maddeleriyle birlikte mutlak surette aynı gemiye değil de, aynı hareket grubu içindeki gemilere yüklenmesi. Ayrıca bak. "loading" (Not. NATO "ship" kelimesi yerine "vessel" kelimesini kullanmaktadır)
- convoy unit loading
- (Askeri) BİRLİK KONVOY YÜKLEMESİ: Bak. "convoy loading"
- cooper loading
- katar yükü
- cross loading
- (Askeri) (PERSONNEL) ÇAPRAZ YÜKLEME: Birliklerin iki veya daha fazla çıkartma veya hava indirme bölgesinde çıkartılabilecek ya da indirilebilecek Şekilde bindirilerek, sevk sırasında birlik bütünlüğünün sağlandığı bir yükleme/bindirme sistemi. Bknz. "loading"
- crystal loading
- (Nükleer Bilimler) kristal yükü
- davit loading
- (Askeri) MATAFORADA YÜKLEME: Bknz. "rail loading". DAVY CROCKETT (BATTLE GROUP WEAPON SYSTEM): DAVY CROCKETT (MUHAREBE GRUBU SİLAH SİSTEMİ): Nükleer harp başlıklı bir ateş gücü sağlayan seyyar bir rampa. Esas itibariyle tepkisiz bir silah olup, hava ulaştırma vasıtaları ile taşınabilir; bir jipe, traktöre veya zırhlı personel aracına monte edilebilir. Ve sadece iki kişi tarafından kullanılabilir. Bunun bir modeli insan tarafından taşınmaktadır
- density of loading
- (Askeri) İMLA KESAFETİ: Bir silahın barut haznesine doldurulan barutun yoğunluğu. Bu yoğunluk, sevk barutu ağırlığının, barut haznesini dolduracak 39.20°F deki arıtılmış su miktarı ağırlığına oranıdır
- despatch loading only
- (Ticaret) yalnız yüklermede dispeç
- diffraction loading
- (Askeri) KUVVET BÖLÜNMESİ
- disc loading
- (Havacılık) disk yüklemesi
- drag loading
- (Askeri) sürükleme dalgası
- drag loading
- (Çevre) sıvı sürtünme yüklemesi
- drag loading
- (Askeri) SÜRÜKLEME DALGASI: Patlama dalgalarını taşıyan geçici rüzgarlar nedeniyle bir cisim veya yapı üzerinde oluşan kuvvet. Sürüklenme basıncı dinamik baskının bir ürünüdür ve sürüklenme katsayısı yapının ya da cismin şekline (veya geometrisine) bağlıdır. Bak. "dynamic pressure"
- eccentric loading
- eksantrik yükleme
- eccentric loading
- merkezdışı yükleme
- endurance loading
- (Askeri) revizyon yedeği yükleme
- endurance loading
- (Askeri) REVİZYON YEDEĞİ YÜKLEME: Aşağıdaki niteliklere sahip revizyon maddelerinin normal olarak, revizyonlar arasındaki ay miktarı kadar bir süre için, gemide depolanması. a) Fiyatça düşük b) Hafif ve hacimce küçük c) Tahmini kullanma oranında d) Bozulmayacak. Ayrıca bakınız: "Loading"
- equilibrium loading
- (Havacılık) dengeli yükleme
- finite loading
- sonlu yükleme
- fuel loading
- (Nükleer Bilimler) yakıt yükleme
- fuel loading machine
- (Nükleer Bilimler) yakıt yükleme makinesi
- general supplies and maintenance loading
- (Askeri) İKMAL MADDELERİ VE BAKIM MALZEMESİ YÜKLEMESİ: Bir geminin, sadece ikmal maddeleri ve bakım malzemesi ile yüklemesi
- grate loading
- ızgara yüklenmesi
- gravity loading
- yerçekimi yüklemesi
- highway loading
- karayolu yükü
- horizontal loading
- (Askeri) YATAY YÜKLEME: Yükün, bir geminin birden çok ambarına veya bir konvoyun birden çok gemisine istiflenmesi
- incremental loading analysis
- artan yükleme analizi
- international loading gauge
- (Askeri) uluslararası yük göstergesi
- lane loading
- şerit yükü
- load
- {f} katmak
- load
- {f} with (hediye) yağdırmak
- load
- {i} ağırlık
Bu kutuya çok fala ağırlık yüklersen patlar.
- If you load too much weight in this box, it's going to blow up.
- load
- yükünü vermek
- load
- {i} mak. direnç
- load
- yük, yüklemek yüklemek
- load
- birine tesir ederek haksız hüküm verdirmek
- load
- hile yapmak için zarı doldurmak
- load
- {f} doldurmak
- load
- (Askeri) DOLDURMAK: Bir ateşli silahı doldurmak
- load
- {f} yük olmak
- load
- {f} (silah) doldurmak
- load
- {i} çok miktar
- load
- {i} sorumluluk
- load
- {i} endişe, üzüntü, kaygı
- load
- {f} (fotoğraf makinesine) film koymak
- load
- {i} elek. yük, şarj
- load
- (Tekstil) ağırlaştırmak
- load
- {f} (zar) doldurmak
- load
- fotograf makinaslna film koymak
- load
- {f} çok yemek
- load
- iş
Tom işle o kadar çok meşguldü ki yemek yemeyi unutacaktı.
- Tom was so loaded with work that he would forget to eat.
İşte başka bir otobüs dolusu turist geliyor.
- Here comes another bus load of tourists.
- load
- tıkabasa doldurmak hayat sigortasına zam koymak
- load
- {f} yüklenmek
- load
- hediye yağdırmak
- load
- hamule
- manual loading
- (Tarım) elle yükleme
- net loading
- (Askeri) AĞLAR VASITASIYLA İNDİRME: Kıtaların nakliye gemilerinden çıkarma araçlarına, ağlar vasıtasıyla bindirilmesi
- nose loading device
- (Havacılık) burundan yükleyici araç
- now loading
- (Bilgisayar) şimdi yükleniyor
- offshore loading
- (Askeri) açık deniz yüklemesi
- organizational unit loading
- (Askeri) KITACA BİNDİRME; KITACA YÜKLEME: Bir bindirme ve yükleme usulü. Bu usulde; teşkiller, bütün teçhizat ve malzemeleri ile birlikte, aynı araç üzerinde taşınır. Fakat, bu bindirme ve yükleme, kıta ve teçhizatın aynı zamanda bindirilmesini mümkün kılacak şekilde-yani muharebe bindirmesi ve muharebe yüklemesi (combat loading) şeklinde-yapılmaz
- partial loading
- bölümsel yükleme
- partial loading
- kısmi yükleme
- passenger loading
- (Havacılık) yolcu bindirme
- phantom circuit loading coil
- (Elektrik, Elektronik,Teknik) fantom devre yükleme bobini
- pigment loading
- (İnşaat) pigment yükleme
- plate loading test
- plaka yükleme deneyi
- preload loading
- (Askeri) ÖN YÜKLEME, İLK YÜKLEME: Bir gemiye, bir başka limanda esas yükleme yapılmadan önce, seçilmiş maddelerin daha önceki bir limanda yüklenmesi
- premium loading
- (Sigorta) prim yüklemesi
- principal loading case
- asal yük durumu
- principal loading case
- ana yük durumu
- principal loading case
- ana yük hali
- profile loading plan
- (Askeri) kesit yükleme planı
- profile loading plan
- (Askeri) YÜKLEME PLANI KESİTİ; KESİT YÜKLEME PLANI: Yüklenmiş bir geminin; ambarlara istiflenmiş malzeme yükledikleri ambarlarda gösterilmiş teferruatlı listesiyle birlikte şematik kesiti. Bak. "stowage plan"