liseli

listen to the pronunciation of liseli
التركية - الإنجليزية
high-school student
high school student, high schooler
lise
high school

I can not hear that song without thinking of my high school days. - Lise günlerimi düşünmeden o şarkıyı dinleyemem.

My father teaches English at a high school. - Babam, bir lisede İngilizce öğretiyor.

liseli kızlar
high-school girls
liseli kızlar
college girls
lise
(almanya) gymnasium
lise
senior high school

English and mathematics are made much of in senior high schools. - İngilizce ve matematik üst düzey liselerde çok yapılır.

His face reminded me of one of my friends in my senior high school days. - Onun yüzü bana lise günlerimdeki arkadaşlarımdan birini hatırlatıyor.

lise
(Eğitim) highschool
lise
lycee
lise
{i} high

I can not hear that song without thinking of my high school days. - Lise günlerimi düşünmeden o şarkıyı dinleyemem.

My father teaches English at a high school. - Babam, bir lisede İngilizce öğretiyor.

lise
lycea
lise
gymnasium

Mary went to a Hauptschule, but Tom went to Gymnasium. - Mary ilköğretime gitti fakat Tom liseye gitti.

lise
lyceie
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف liseli في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

Lise
A female given name, a diminutive form of Lisa
التركية - التركية
Lise okuyan (öğrenci): "Kadın liseli bir öğrenci, adam delikanlı..."- Ç. Altan
Lise öğrencisi
LİSE
(Osmanlı Dönemi) (C.: Lisât) Diş eti
lise
Üç yıllık ortaokuldan sonra en az üç yıllık bir eğitimle hayata veya yüksek öğretime hazırlayan orta öğretim kurumu
lise
Sekiz yıllık ilköğretimden sonra en az üç yıllık bir eğitimle hayata veya yüksek öğretime hazırlayan orta öğretim kurumu
lise
Sekiz yıllık ilköğretimden sonra en az üç yıllık bir eğitimle hayata veya yüksek öğretime hazırlayan orta öğretim kurumu: "Liseyi bitirince Avrupa'da tahsilini ben üzerime alırım."- R. H. Karay. Üç yıllık ortaokuldan sonra en az üç yıllık bir eğitimle hayata veya yüksek öğretime hazırlayan orta öğretim kurumu