Nagasaki, where I was born, is a beautiful port city.
- Doğduğum yer olan Nagasaki, güzel bir liman kentidir.
The storm will make it impossible for the ship to leave port.
- Fırtına geminin limandan ayrılmasını imkansız hale getirdi.
We won't be able to arrive at the harbor in time. Let's take a shortcut.
- Biz zamanında limana varamayacağız. Kestirmeden gidelim.
The island has a fine harbor.
- Adanın güzel bir limanı var.
The enemy warships bombed our warehouses in the harbour.
- Düşman savaş gemileri limandaki depolarımızı bombaladı.
The lost fishing boat made a safe return to harbour.
- Kayıp balıkçı teknesi limana güvenli bir dönüş yapmıştı.
Odessa and Sebastopol are seaports on the Black Sea.
- Odessa ve Sivastopol Karadeniz'de limandır.
The girl was gazing at the dock.
- Kız limana bakıyordu.
Hundreds of ships left American ports.
- Yüzlerce gemi Amerikan limanlarından ayrıldı.
Many ports are in the east.
- Pek çok limanlar doğudadır.