Tom onu yapmakla yükümlüdür.
- Tom is liable to do that.
Tom ayrılmakla yükümlüdür.
- Tom is liable to leave.
Jane büyük ihtimalle gelecek.
- Jane is very likely to come.
Jane büyük ihtimalle gelecek.
- Jane is more than likely to come.
Benzer bir durumda, şirket sorumlu tutuldu.
- In a similar situation, the company was held liable.
Tom kazanmaktan sorumlu.
- Tom is liable to win.
Karım üşütmeye eğilimli.
- My wife is liable to catch a cold.
Yeni doğmuş bir bebek hasta olmaya eğilimlidir.
- A newborn baby is liable to fall ill.
Yarın hava muhtemelen güzel olacak.
- It is likely to be fine tomorrow.
Tom Mary'ye büyük olasılıkla yarışı kimin kazanacağını düşündüğünü sordu.
- Tom asked Mary who she thought would be the most likely to win the race.
Polisler Tom'un kendisini öldürmüş olma olasılığını düşünmediler.
- The police didn't think it was likely that Tom had killed himself.
Bu neredeyse hiç uygun değil.
- That's hardly likely.
Tom muhtemelen 2.30'dan önce varacaktır.
- Tom is likely to arrive before 2:30.
Gözetlemede muhtemelen büyük bir hata olduğunu zannediyorum.
- I think that it likely that there was a major fault in the lookout.
Onun muhtemelen olmayacağını benim bildiğim kadar iyi biliyorsun.
- You know as well as I do that that isn't likely to happen.
O, muhtemelen iyi olacak.
- It is likely to be fine.
Bu gece soğuk olması muhtemel, bu yüzden ekstra bir battaniyeye ihtiyacın var.
- It's likely to get cold tonight, so you may need an extra blanket.
Tom'un onu kasten yapmış olması muhtemel.
- It's likely that Tom did it on purpose.
Hava tahmini göre tayfunun sahile yaklaşması muhtemeldir.
- According to the weather forecast, the typhoon is likely to approach the coast.
Evlerin bodrumlarının sorunları olması muhtemeldir.
- The basements of the houses are likely to have problems.
Tom, Mary'nin Fransızca konuşmayı bilmesinin mümkün olmadığını biliyordu.
- Tom knew Mary wasn't likely to know how to speak French.
Tom'un istediğimizi yapması mümkün değil.
- It's not likely Tom will do what we ask.
Tom muhtemelen mantıklı olacaktır.
- Tom will likely be reasonable.
Tom muhtemelen mantıklı olacak.
- Tom is likely to be sensible.
Galiba bu kitabı okumaya sene sonuna kadar devam edeceğiz.
- We're likely to continue reading this book up to the end of the year.
Adam ölüm cezasına karşı duyarlı.
- The man is liable to the death penalty.
Someone is liable to slip on your icy sidewalk.
Likely he'll win the election in this economy.
found a likely spot under a shady tree for the picnic.
not a very likely excuse.
Jones is a likely candidate for management.
a likely topic for investigation.
They are likely to become angry with him.
Rain is likely later this afternoon.
He is likely to succeed at anything he tries.
... More likely to be good by far than bad. ...
... And we boost that image so that it's more likely to make ...