Onu o şekilde bırakmak ister misin?
- Do you want to leave it like that?
Patrona o şekilde karşı çıkman bayağı büyük cesaretti.
- It was pretty ballsy of you to stand up to the boss like that.
Bunun gibi hikayeler beni büyülüyor.
- Stories like that fascinate me.
Bunun gibi bir şey bulmak istiyorum.
- I wanna find something like that.
Ben asla öyle bir şey söylemezdim.
- I would never say anything like that.
Ben asla öyle bir şey söylemezdim.
- I'd never say something like that.
Sık sık kendini çalışma odasına kapatır ve böyle şeyler yazar.
- He often shuts himself up in the study and writes things like this.
Böyle kirleticiler çoğunlukla otomobil motorlarındaki yakıt tüketiminden kaynaklanmaktadır.
- Pollutants like this derive mainly from the combustion of fuel in car engines.
Bunun gibi bir kamera almak istiyorum.
- I would like to get a camera like this.
Bütünüyle bunun gibi bir şey hiç görmedim.
- I've never seen anything quite like this.
Bu şekilde giyindiğim için üzgünüm.
- I'm sorry that I'm dressed like this.
Biz onu bu şekilde bırakamayız.
- We can't leave him like this.
Senin böyle bir şey yapman alışılmadık bir durum.
- It's unusual for you to do something like that.
Böyle bir şeyi kim yapardı?
- Who would do something like that?
senin gibi birini istiyorum.
O, tam senin gibi, iyi bir golfçü.
- He, just like you, is a good golfer.
Senin gibi bir kız arıyorum.
- I've been looking for a girl like you.
He was playing in the yard and, then, like that, he was gone.
And then the truck turned, the box fell out the back, and the truck just kept going. / Yea, like that..
... So people talk about being sick, and she's like, it's OK, ...
... surveillance, you could say, "I kinda feel like it might change my behavior if I were ...