He won't say no to a glass of liqueur.
- O bir bardak liköre hayır demeyecek.
Umeshu is a Japanese liqueur made from plums.
- Umeshu erikten yapılmış bir Japon likörüdür.
The cherry cordials are her favorites out of the whole chocolate box.
- Bütün çikolata kutusunun dışında kiraz likörleri onun gözdeleridir.
He is the owner of the liquor shop.
- Likör dükkanının sahibidir.
My father doesn't drink hard liquor.
- Babam sert likör içmez.