Müzik benim ilk aşkımdı ve son aşkım olarak kalacak!
- Musik war meine erste Liebe und sie wird auch meine letzte sein!
Bu şarkı bana ilk aşkımın acısını hatırlatıyor
- Dieses Lied erinnert mich an meinen ersten Liebeskummer.
Aşk aşka nasıl aşık olabilir ki?
- Wie kann die Liebe die Liebe lieben?
İçimde aşk için yanıp tutuşan doyumsuz bir özlem var.
- In mir lodert ein unstillbares Sehnen nach Liebe.
Örümceklerin de sevgiye ihtiyacı var.
- Auch Spinnen brauchen Liebe.
Dünyada insanın çok fazla alıp veremeyeceği tek şey sevgidir.
- Die einzige Sache der Welt, von der man nie zu viel bekommen oder geben kann, ist Liebe.
Ben annemi seviyorum ve annem beni seviyor.
- Ich liebe meine Mutter, und meine Mutter liebt mich.
Ben seni senin beni sevdiğinden daha çok seviyorum.
- Ich liebe dich mehr, als du mich liebst.
will-JB.
Fransa, seni seviyorum!
- Frankreich, ich liebe dich!
Seni seviyorum, Laurie.
- Ich liebe dich, Laurie.
Çocuklar ırk ve din bilmezler. İnsan ayrımı yapmazlar. Ölçütleri sadece sevgidir. Nefreti büyüklerden öğrenirler.
- Kinder kennen keine Rasse und keine Religion. Sie machen keine Unterschiede. Ihr Kriterium ist ausschließlich die Liebe. Den Hass lernen sie von den Großen.
Özlemenin nasıl olduğunu unuttuğun an, sevgi bitmiş demektir.
- Die Liebe ist vorbei, wenn man vergessen hat, wie es ist, zu vermissen.
Merhaba, canım, sevgilim, tatlım, kaderim. Günün nasıldı?
- Hi, my dear, my darling, my honey, my destiny. How was your day?
O benim için çok değerlidir.
- She is very dear to me.
Mary benim için çok değerli.
- Mary is very dear to me.
My dear child, stay down here, otherwise the mean geese will bite you to death.
- Mein liebes Kind, bleib hier unten stehen, die bösen Gänse beißen dich tot.
Frankly, my dear, I don't give a damn!
- Ehrlich gesagt, meine Liebe, kümmert es mich nicht die Bohne.