التركية - التركية
تعريف levhalar في التركية التركية القاموس.
- LEVHA
- (Osmanlı Dönemi) Üzerinde yazı veya resim bulunan, duvara asılacak kâğıt
- LEVHA
- (Osmanlı Dönemi) Bir sayfanın üzerindeki kalın yazı
- levha
- Bir yere asılmak için yazılmış yazı, safiha: "İçeri girince göze ilk çarpan şey duvardaki yazı levhaları oluyordu."- R. N. Güntekin
- levha
- Tablo, resim: "Resimci dükkânlarında Türkler aleyhinde birçok levhalar asılmıştı."- Ö. Seyfettin
- levha
- Bir yere asılmak için yazılmış yazı, safiha
- levha
- (Osmanlı Dönemi) görünen ibretli manzara
- levha
- Tabela
- levha
- Tablo, resim
المصطلحات ذات الصلة
التركية - الإنجليزية
تعريف levhalar في التركية الإنجليزية القاموس.
- levha
- plaque
- levha
- plate
Tectonic plates are pieces of the lithosphere.
-Tektonik levhalar, litosferin parçalarıdır.
Careful! It's a hot plate.
-Dikkat! O sıcak bir levha.
- levha
- {i} sheet
What's written on this sheet?
-Bu levhada ne yazılıdır?
The roof is covered with sheet metal.
-Çatı metal levha ile kaplıdır.
- levha
- signboard
- levha
- slab
- levha
- board
- levha
- (İnşaat) tile
- levha
- composite board
- levha
- (Kimya) metal plate
- levha
- (İnşaat) cake
- levha
- strap
- levha
- sheet iron
- levha
- tabula
- levha
- laminate
- levha
- lamina
- levha
- (İnşaat) lath
- levha
- (Mekanik) skelp
- levha
- laminae
- levha
- tablet
- levha
- inscribed card; framed inscription
- levha
- pane
- levha
- signboard, sign; plate, plaque; tablet, slab
- levha
- picture, painting
- levha
- panel
- levha
- tablet, panel, slab
- levha
- signboard, sign
- levha
- sheeting
- levha
- placard
المصطلحات ذات الصلة
levhalar
Resimler
المفضلات