leisure time

listen to the pronunciation of leisure time
الإنجليزية - التركية
boş vakit

Onlar tüm boş vakitlerinde ne yapıyorlar? - What do they do with all their leisure time?

kendine ayrılan süre
(Askeri) serbest zaman
boş zaman

Onun boş zamanlarında, o yüzme ve tenisin tadını çıkarır. - In her leisure time, she enjoys swimming and tennis.

O, boş zamanında ne yapacağını biliyor gibi görünmüyor. - She doesn't seem to know what to do with her leisure time.

الإنجليزية - الإنجليزية
time available for ease and relaxation; "his job left him little leisure"
free time, time when one does not have to work
leisure time

    الواصلة

    lei·sure time

    التركية النطق

    lijır taym

    النطق

    /ˈlēᴢʜər ˈtīm/ /ˈliːʒɜr ˈtaɪm/
المفضلات