Benim için Türkçede yazı yazmak daha kolay. Türkçe konuşmak oldukça zor.
- Für mich ist es leichter auf Türkisch zu schreiben. Türkisch zu sprechen ist ziemlich schwer.
Tom cebinden bir çakmak çıkarttı.
- Tom pulled a cigarette lighter from his pocket.
O, bir çakmakla oynuyordu.
- He was playing with a lighter.
Bir devenin bir iğnenin deliğinden geçmesi bir zengin kişinin Tanrı'nın krallığına girmesinden daha kolaydır.
- It is easier for a camel to pass through the eye of a needle than for a rich man to enter the kingdom of God.
Gençken yeni bir dil öğrenmek daha kolay.
- It's easier to learn a new language when you are young.