Burada kısa süre dinlenelim. Bacaklarım yorgun ve ben daha fazla yürüyemiyorum.
- Let's take a short rest here. My legs are tired and I can't walk any more.
Bacaklarım acıyor çünkü bugün çok yürüdüm.
- My legs hurt because I walked a lot today.
Bir kira sözleşmesi, ev sahibi ve kiracıları arasında yasal olarak bağlayıcı bir belgedir.
- A tenancy agreement is a legally binding document between a landlord and their tenant.
Arabaki herkes arabadan çıkmak ve bacaklarını germek istediğini söyledi.
- Everybody in the car said they wanted to get out and stretch their legs.
Birçok insan kollarını ya da bacaklarını kaybetmiş.
- Many had lost their arms or legs.
Her iki bacağımı kırdığım dan beri koltuk değneği kullanıyorum.
- I'm on crutches since I broke both my legs.
Bir bebek olarak dört ayak üzerinde emekler, sonra iki bacak üstünde yürümeyi öğrenir, sonunda yaşlılıkta bir değneye ihtiyacı olur.
- It crawls on all fours as a baby, then learns to walk on two legs, and finally needs a cane in old age.
Ayakları kırık sandalyeleri at.
- Throw away the chairs whose legs are broken.
Dan won't be able to come to the party, since he broke his leg last week and is now on crutches.
Take the legging and turn up the cuff.
“As a practical matter, you cannot put on these positions simultaneously at reasonable prices. In order to achieve these positions at a reasonable risk/reward profile, you must put the positions in a series of separate trades. This process is called legging.” — Michael Williams & Amy Hoffman: Fundamentals of Options Market, McGraw Hill Professional, 2000, p.128.