Burada kısa süre dinlenelim. Bacaklarım yorgun ve ben daha fazla yürüyemiyorum.
- Let's take a short rest here. My legs are tired and I can't walk any more.
Bacaklarım acıyor çünkü bugün çok yürüdüm.
- My legs hurt because I walked a lot today.
On üç yaşındayken içinde bulunduğum bir araba kazasından dolayı hâlâ sol bacağımda bir izim var.
- I still have a scar on my left leg from a car accident I was in when I was thirteen years old.
Tom bu arazinin yasal sahibidir.
- Tom is the legal owner of this piece of land.
Esrar Kolarado'da artık yasaldır.
- Marijuana is now legal in Colorado.
Birçok insan kollarını ya da bacaklarını kaybetmiş.
- Many had lost their arms or legs.
Tom yatakta bacak bacak üstüne atmış oturuyordu.
- Tom sat cross-legged on the bed.
Tom yerde bacak bacak üstüne atmış oturuyordu.
- Tom was sitting cross-legged on the floor.
mostly used with sit.
Oturdu ve ayak ayak üstüne attı.
- She sat down and crossed her legs.
Ayakları kırık sandalyeleri at.
- Throw away the chairs whose legs are broken.
Many of the big African spiders are hairy-legged.
Dan won't be able to come to the party, since he broke his leg last week and is now on crutches.
A mono-pod is a one legged equivalent to a tripod.