O çamaşırhaneye gitti ve henüz dönmedi.
- She went to the laundry and has not returned yet.
O, masa örtülerini çamaşırhaneye götürdü.
- She took the tablecloths to the laundry.
Bir dakika bekle, benim çamaşır tamam, çamaşırı asmaya gideceğim.
- Wait a minute, my laundry is done, I'll go hang out the washing.
Elbiselerinin geriye kalanını çamaşırhaneye koydum.
- I put the rest of your clothes in the laundry.
Kirli çamaşırlarını herkesin önünde havalandırma.
- Don't air your dirty laundry in public.
Tom kirli çamaşırlarını ayırdı.
- Tom sorted his laundry.