Şiddetli yağmur, onların kalkışını erteledi.
- The heavy rain made them put off their departure.
Hava kötüleştiği için, kalkış ertelendi.
- The weather getting worse, the departure was put off.
Odalar, ayrılış gününde saat on bire kadar boş bırakılmalıydı.
- Rooms should be left vacant by eleven a.m. on the day of departure.
Ayrılışını niçin ertelediğini biliyor musun?
- Do you know why he put off his departure?
Gidişini Pazara kadar erteledi.
- He put off his departure till Sunday.
Tom gidişini ertelemeye karar verdi.
- Tom has decided to put off his departure.
Çim'de, hareket istasyonuna gitmek ve tren biletleri orada almak zorundasın.
- In China, you have to go to the departure station and buy train tickets there.