Son yaprak düştüğünde, ben de gitmeliyim.
- When the last leaf falls, I must go, too.
Kuru bir yaprak yere düştü.
- A dead leaf fell to the ground.
Hayatında beyaz bir sayfa açtı.
- He turned over a new leaf in life.
Oğlum bugünlerde karşılık vermiyor, o yeni bir sayfa açmış olmalı.
- My son doesn't talk back these days; he must have turned over a new leaf.
E vitamini bakımından zengin gıdalar koyu yeşil yapraklı sebzeler, fasulye, sert kabuklu yemişler ve tam taneli hububatları içermektedir.
- Foods rich in vitamin E include dark-green, leafy vegetables, beans, nuts and whole-grain cereals.
Meg dört yapraklı yonca buldu.
- Meg found a four leaf clover.
The train car has one single-leaf and two double-leaf doors per side.
gold leaf.