Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

laying, placing

listen to the pronunciation of laying, placing
الإنجليزية - التركية

تعريف laying, placing في الإنجليزية التركية القاموس.

putting
hafifçe vur/koy
putting
{f} koy

Çocuğu yatağa koyarken sıkıntı çektim. - I had a hard time putting the kid to bed.

Esperanto: Avrupa veya Asya dili denemesinde Claude Piron, Esperanto ve Çince arasındaki benzerliği gösterdi ve Esperanto'nun yalnızca Avrupa merkezli olduğunu ortaya koydu. - In his essay Esperanto: European or Asiatic language Claude Piron has shown the similarities between Esperanto and Chinese, thereby putting to rest the notion that Esperanto is purely eurocentric.

putting
koyarak

O kili ateşe koyarak sertleştirdi. - He hardened clay by putting it into a fire.

Her şeyi bir tekneye koyarak riske atmayın. - Don't risk putting everything in one boat.

putting
{i} yerleştirme

Arşivlerimizin sistematik bir sınıflandırmasını yerleştirmek büyük bir zaman tasarrufu olabilir. - Putting in place a systematic classification of our archives could be a great time saver.

putting
koyuyor

Tom çantasına eşyalarını koyuyor. - Tom is putting stuff in his backpack.

Bebeğimi yatağa koyuyorum. - I am putting my baby into the bed.

الإنجليزية - الإنجليزية
{i} putting