O bizim şirketimizin altyapısına yatırım yapmak istiyor.
- She wants to invest in our company's infrastructure.
Ben her ay biraz para yatırım yapmak istiyorum.
- I want to invest a little money every month.
Menkul kıymetlere 500.000 yen yatırım yaptı.
- He invested 500,000 yen in stocks.
Borsada yatırım yaparak bir vurgun yaptı.
- He made a killing by investing in the stock market.
Yüksek tasarruf oranı Japonya'nın güçlü ekonomik büyümesi için bir faktör olarak kabul edilmektedir.Çünkü o bol yatırım sermayesi kullanılabilirliği anlamına gelmektedir.
- A high savings rate is cited as one factor for Japan's strong economic growth because it means the availability of abundant investment capital.
Borsa yatırımında çok para kaybetti.
- He lost a lot of money in the stock investment.
Borsada yatırım yaparak bir vurgun yaptı.
- He made a killing by investing in the stock market.
And lay siege against it, and build a fort against it, and cast a mount against it; set the camp also against it, and set battering rams against it round about.
They're laying siege to all we hold dear.