O, üniversitede hukuk eğitimi alıyor.
- He is studying law at the university.
Su yasası bir kaynak olarak suya sahip olma, kontrolü ve kullanımı ile ilgili hukuk alanıdır.
- Water law is the field of law dealing with the ownership, control, and use of water as a resource.
Kanun herkes için aynıdır.
- The law is the same for everyone.
Kanun herkes için aynıdır.
- The law is equal for all.
Yasalar örümcek ağı gibidir, küçük sinekleri yakalayabilirler fakat yaban arısı ve eşek arılarının geçmesine izin verirler.
- Laws are like cobwebs, which may catch small flies, but let wasps and hornets break through.
Su yasası bir kaynak olarak suya sahip olma, kontrolü ve kullanımı ile ilgili hukuk alanıdır.
- Water law is the field of law dealing with the ownership, control, and use of water as a resource.
Araba sürerken trafik kurallarına uymamız gerekiyor.
- You should obey the traffic laws when you drive.
Her şey doğanın kurallarına tabidir.
- Everything is subject to the laws of nature.
Dava karar verilmeden kalır.
- The lawsuit remains undecided.
Avukatlar davaları kazandıklarında çok miktarda dolar kazanırlar.
- Lawyers make mega bucks when they win cases.
Avukat müvekkilinin yasal yollara başvurmasını tavsiye etti.
- The lawyer recommended his client to take legal action.
Avukat, müvekkilinin masum olduğuna inanıyordu.
- The lawyer believed in his client's innocence.
Avukat benim vasiyetimi düzenledi.
- The lawyer drew up my will.
Vasiyetim hakkında avukatımla istişarem var.
- I had a consultation with a lawyer about my will.
Newton and Einstein understood the law of gravitation in very different ways.
Here comes the law — run!.
By law, one is not allowed to own a wallaby in New York City.
You might climb the Law and behold the face of many counties. (Robert Louis Stevenson Across the Plains, 1892).
A new law forbids driving on that road.
Do unto others as you wish them to do unto you is a good law to follow.
... But it's a fairly lawless thing where you have several ...