later than; after

listen to the pronunciation of later than; after
الإنجليزية - التركية

تعريف later than; after في الإنجليزية التركية القاموس.

beyond
ötesinde

Ben mektubu yazmayı bitirdiğimde, seni yaklaşık olarak tepenin iki mil ötesindeki göle götüreceğim. - When I have finished writing the letter, I will take you to the lake about two miles beyond the hill.

Hasta yardım almanın ötesindeydi, onun için doktorlar daha fazlasını yapamadı. - The patient was quite beyond help, so that the doctors could do no more.

beyond
in ötesinde
beyond
{e} den öte
beyond
-den sonra
beyond
daha ileride
beyond
-den öte
beyond
-den başka
beyond
ileri
beyond
-ın dışında
beyond
ötesine

Söz konusu sorular ekonominin çok ötesine geçiyor. - The questions involved go far beyond economics.

Termosfer içinde sıcaklıklar sürekli olarak 1.000 derece Celsius'un hayli ötesine yükselir. - Within the thermosphere, temperatures rise continually to well beyond 1,000 degrees C.

beyond
öteye

Takımım hiç çeyrek finalden öteye gidemedi. - My team has never advanced beyond the quarter-finals.

beyond
-den daha geç/sonra
beyond
ötede/öteye
beyond
(zarf) aşırı, ötesinde, öte
beyond
dışında

O iyileşme şansı dışındadır. - He is beyond the chance of recovery.

Tom normal çalışma saatlerinin dışında çalıştığında %50 zamlı aldı. - Tom got time and a half when he worked beyond his usual quitting time.

beyond
-in ötesinde,ötesinde
beyond
z. ötede; öteye. edat
beyond
ölüm sonrası yaşam
beyond
çok

O, kazandığından çok para harcıyor. - She lives beyond her means.

Son zamanlarda, bilgisayar kullanımında artan çeşitlilik, ofis alanlarının çok ötesine uzandı. - Recently, the increasing diversity of computer use has extended far beyond the realms of the office.

الإنجليزية - الإنجليزية
beyond
later than; after
المفضلات