İlerlememize engel olan şeyler eninde sonunda kaldırıldı.
- The obstacles to our progress have been removed at last.
Sonunda,gerçeği öğrendik.
- At last, the truth became known to us.
Sonunda, dikkatlice geri saymaya başladılar.
- At last, they began to count down cautiously.
Nihayet, Mario prensesin sevgisini kazanmayı başardı.
- At last, Mario managed to win the princess's love.
Boşanma kağıtlarını az önce imzaladım, nihayet özgürüm!
- I've just signed the divorce papers; I'm free at last!