Tom'un dairesi ferahtır.
- Tom's apartment is spacious.
Çocuklar geniş ve ferah sınıf işgal etti.
- The children occupied the large and spacious classroom.
Bu araba geniş ve komforlu.
- This car is spacious and comfortable.
Baba oturma odamızı daha geniş yaptı.
- Father made our living room more spacious.