Sana bir dizüstü bilgisayar vereceğim.
- I'll give you a laptop computer.
Sana bir dizüstü bilgisayar vereceğim.
- I will give you a laptop.
Bu bir dizüstü bilgisayara sahip olmak pratiktir.
- It's practical to have a laptop.
Tom kafama dizüstü bilgisayarımla vurdu. O da çatladı!
- Tom hit me in the head with my laptop. Now it's cracked!
Diz üstü bilgisayarımı masanın kenarına o kadar yakın koymamalıydım.
- I shouldn't have put my laptop so close to the edge of the table.
Tom diz üstü bilgisayarına bir bardak süt döktü.
- Tom spilled a glass of milk on his laptop.
... And it's been number one on Amazon in laptops for 190 ...
... You know, we use tablets, phones, laptops, and even the ...