It isn't possible to determine if there's either salvation or damnation.
- Kurtuluş veya lanet olup olmadığını belirlemek mümkün değildir.
It isn't possible to determine if there's either salvation or damnation.
- Kurtuluş veya lanet olup olmadığını belirlemek mümkün değildir.
I'd do any damn thing for you.
- Ben sizin için herhangi bir lanet şeyi yapardım.
Wisdom is a curse when wisdom does nothing for the man who has it.
- Bilgelik, bilgeliğe sahip adam için hiçbir şey yapmazsa bir lanettir.
The witch cursed the poor little girl.
- Cadı zavallı küçük kızı lanetledi.
Shut that bloody door!
- O lanet kapıyı kapat!
If you drink and drive, you're a bloody idiot.
- Eğer içki içersen ve araba sürersen sen lanet olası bir salaksın.
There are three kinds of lies: lies, damned lies and statistics
- Üç çeşit yalan vardır: yalanlar, lanetli yalanlar ve istatistikler.
Fuck, I cannot sleep because those damned owls are hooting so loudly.
- Lanet, uyuyamıyorum çünkü o lanet baykuşlar çok yüksek sesle ötüyorlar.
For fuck's sake, where did I put my goddamn house keys?
- Kahretsin, lanet olası ev anahtarlarını nereye koydum?
The thief cursed the police for finding him.
- Kendisini bulduğu için polisi lanetledi.
Tom cursed himself for his carelessness.
- Tom dikkatsizliği için kendini lanetledi.
Damn, where did I put my glasses?
- Lanet olsun, gözlüklerimi nereye koydum?
Damn! I forgot to buy rice.
- Lanet olsun! Pirinç almayı unuttum.
Close the bloody door.
- Lanet olası kapıyı kapat.
There was not a bloody soul.
- Lanet olası bir ruh yoktu.
Damn it, Tom. I said no!
- Lanet olsun,Tom. Hayır dedim!
Damn it! I forgot my password!
- Lanet olsun! Şifremi unuttum!
Damn it! I forgot my password!
- Lanet olsun! Şifremi unuttum!
Damn it, Tom. I said no!
- Lanet olsun,Tom. Hayır dedim!