O, bir tavşan kadar ürkek.
- He's as timid as a rabbit.
Ürkek adam korkuyla titredi.
- The timid man trembled with fear.
Bob çok çekingendir ve kızlarla sohbet ederken kızarır.
- Bob is very timid and blushes when chatting with girls.
Bayan Pate yüz kişinin önünde bir konuşma yapma hakkında çekingen hissetti.
- Miss Pate felt timid about making a speech before a hundred people.
Tom oldukça korkak, değil mi?
- Tom is quite timid, isn't he?