Bu örümcek inanılmaz derecede agresif.
- This spider is incredibly aggressive.
Tom oldukça agresif, değil mi?
- Tom is quite aggressive, isn't he?
Bana karşı saldırgan bir tavır takındı.
- He assumed an aggressive attitude toward me.
Tom bazen çok saldırgandır ve tartışmaları başlatmayı sever.
- Tom sometimes is very aggressive and likes to start arguments.
Daha atılgan olmaya çalıştım.
- I tried to be more aggressive.
Biz sadece girişken olmak zorundayız.
- We just have to be aggressive.
Girişken olmak zorundaydım.
- I had to be aggressive.