The road goes north from here.
- Yol buradan kuzeye gider.
The bus was heading north.
- Otobüs kuzeye gidiyordu.
Tsez is a Northeast Caucasian language spoken by about 15,000 people in Dagestan.
- Dido dili, Dağıstan'da yaklaşık 15.000 kişi tarafından konuşulan bir Kuzeydoğu Kafkasya dilidir.
Tsez is a Northeast Caucasian language spoken by about 15,000 people in Dagestan.
- Tsez dili, Dağıstan'da yaklaşık 15.000 kişi tarafından konuşulan bir Kuzeydoğu Kafkasya dilidir.
The needle is pointing toward the north.
- İbre kuzeye doğru işaret ediyor.
Typhoon No.11 is moving up north at twenty kilometers per hour.
- Typhoon No.11 saatte yirmi kilometre hızla kuzeye doğru ilerliyor.
Our office is on the northern side of the building.
- Bizim ofis binanın kuzey tarafındadır.
In the north, there's Scotland; in the south, England; in the west, Wales; and further west, Northern Ireland.
- Kuzeyde İskoçya, güneyde İngiltere, batıda Galler ve daha batıda da Kuzey İrlanda var.
My house is in the northern part of the city.
- Evim şehrin kuzey kesiminde.
Canada is on the north side of America.
- Kanada, Amerika'nın kuzey tarafındadır.
One of my dreams is to one day see the aurora borealis.
- Hayallerimden biri bir gün güneş fırtınalarından sonra ortaya çıkan kuzey ışıklarını görmek.