kuzeyde

listen to the pronunciation of kuzeyde
التركية - الإنجليزية
up north

Tom comes from a small village up north. - Tom kuzeyde küçük bir köyden geliyor.

north

He sprang from one of the best families in the north. - O, kuzeydeki en iyi ailelerin birinden gelmiştir.

The army is in the north to protect the border. - Ordu sınırı korumak için kuzeydedir.

Kuzey
(isim) North

Canada is on the north side of America. - Kanada, Amerika'nın kuzey tarafındadır.

Tsez is a Northeast Caucasian language spoken by about 15,000 people in Dagestan. - Dido dili, Dağıstan'da yaklaşık 15.000 kişi tarafından konuşulan bir Kuzeydoğu Kafkasya dilidir.

kuzey
{s} northern

In the north, there's Scotland; in the south, England; in the west, Wales; and further west, Northern Ireland. - Kuzeyde İskoçya, güneyde İngiltere, batıda Galler ve daha batıda da Kuzey İrlanda var.

Our office is on the northern side of the building. - Bizim ofis binanın kuzey tarafındadır.

kuzey
nord
kuzey
septentrion
kuzey
the north

Canada is on the north side of America. - Kanada, Amerika'nın kuzey tarafındadır.

The army is in the north to protect the border. - Ordu sınırı korumak için kuzeydedir.

kuzey
spanish america
kuzey
norton
kuzey
north; northern
kuzey
boreal

One of my dreams is to one day see the aurora borealis. - Hayallerimden biri bir gün güneş fırtınalarından sonra ortaya çıkan kuzey ışıklarını görmek.

kuzey
northem. K
kuzey
northerly
التركية - التركية

تعريف kuzeyde في التركية التركية القاموس.

KUZEY
Bulunduğu noktaya göre kuzeyde kalan yer
KUZEY
Bu yöne düşen, bu yönle ilgili olan, şimali
KUZEY
Sağını doğuya, solunu batıya veren kimsenin tam karşısına düşen yön, dört ana yönden biri, şimal, güney karşıtı
KUZEY
Yıldız
Kuzey
şimal
kuzey
(Osmanlı Dönemi) şimâl
kuzeyde
المفضلات