تعريف kuvvetlenme في التركية الإنجليزية القاموس.
- kuvvet
- strength
- kuvvet
- force
Hoover withdrew American forces from Nicaragua.
- Hoover, Amerikan kuvvetlerini Nikaragua'dan geri çekti.
Act too forcefully and you'll start a war.
- Kaba kuvvet kullanırsan savaş başlatırsın.
- kuvvetlenmek
- grow stronger
- kuvvet
- power
She's more powerful than you.
- O senden daha kuvvetli.
The conference called for the major powers to cut their armed forces by a third.
- Konferansta süper güçlerden, silahlı kuvvetlerini üçte bir oranında azaltmaları istendi.
- kuvvetlenmek
- {f} strengthen
- kuvvet
- powerful
She's more powerful than you.
- O senden daha kuvvetli.
- kuvvet
- {i} energy
- kuvvet
- moment
- kuvvet
- (Argo) kick
- kuvvet
- strain
- kuvvet
- intensity
- kuvvet
- vires
- kuvvet
- resource
- kuvvet
- puissance
- kuvvet
- arm
The armed forces succeeded in occupying the entire territory.
- Silahlı kuvvetler bütün bölgeyi ele geçirmede başarılıydı.
Tom has joined the army.
- Tom silahlı kuvvetlere katıldı.
- kuvvet
- (Askeri) balance
- kuvvet
- solid
- kuvvet
- faculty
- kuvvetlenmek
- undergird
- kuvvetlenmek
- stiffen
- kuvvetlenmek
- gain strength
- kuvvetlenmek
- rally
- kuvvet
- vigour
- kuvvet
- pithiness
- kuvvet
- mightiness
- kuvvet
- forcefulness
- kuvvet
- might
Special forces might do a lot of things that regular troops wouldn't do Like torture? I won't answer this question
- Özel kuvvetler düzenli birliklerin yapmayacağı birçok şeyi yapabilir İşkence gibi mi? Bu soruya cevap vermeyeceğim.
- kuvvet
- action
- kuvvet
- muscle
- kuvvet
- doughtiness
- kuvvet
- steam
- kuvvet
- lustiness
- kuvvet
- pep
- kuvvet
- vim
- kuvvet
- activity
- kuvvet
- the force
- KUVVET
- (Askeri) Harekatı
- kuvvet
- main
- kuvvet
- potency
- kuvvet
- vigor
- kuvvet
- stamina
- kuvvet
- robustness
- kuvvet
- vinegar
- kuvvet
- strength, power, might " güç; power
- kuvvet
- dint
He succeeded by dint of effort.
- O çaba kuvvetiyle başardı.
- kuvvet
- pith
- kuvvet
- exponent
- kuvvet
- strength, power; force; vigor
- kuvvet
- (Matematik) power
- kuvvet
- sinew
- kuvvet
- vis
- kuvvet
- thews
- kuvvet
- vigour [Brit.]
- kuvvet
- zing
- kuvvet
- punch
- kuvvet
- beef
- kuvvet
- command
The commander called reinforcements up.
- Komutan, takviye kuvvetlerini çağırdı.
- kuvvet
- doughty
- kuvvet
- thew
- kuvvet
- super
- kuvvet
- stress
- kuvvet
- juice
- kuvvet
- effort
He succeeded by dint of effort.
- O çaba kuvvetiyle başardı.
- kuvvetlenmek
- become stronger
- kuvvetlenmek
- to gain in strength; to become strong or powerful
- kuvvetlenmek
- solidify
- kuvvetlenmek
- wax strong
- kuvvetlenmek
- pick up one's strength
- kuvvetlenmek
- to gain strength, to strengthen güçlenmek
- kuvvetlenmek
- harden