Lincoln was glad the celebrations were over.
- Lincoln kutlamaların bittiğine memnundu.
Let's have a good birthday celebration!
- İyi bir doğum günü kutlaması yapalım!
They held a congratulatory banquet.
- Onlar bir kutlama ziyafeti düzenledi.
Jews don't celebrate the holocaust, they commemorate it.
- Yahudiler soykırımı kutlamazlar, onu anarlar.
This is a time of year when people get together with family and friends to observe Passover and to celebrate Easter.
- Bu, Hamursuz bayramını gözlemlemek ve Paskalyayı kutlamak için insanların aileleri ve arkadaşlarıyla bir araya geldiği, yılın bir zamanıdır.
The contract is in the bag, so let's go out and celebrate.
- Sözleşme çantada, öyleyse kutlamak için dışarı çıkalım.
This is a time of year when people get together with family and friends to observe Passover and to celebrate Easter.
- Bu, Hamursuz bayramını gözlemlemek ve Paskalyayı kutlamak için insanların aileleri ve arkadaşlarıyla bir araya geldiği, yılın bir zamanıdır.
Tom congratulated Mary for her driving test.
- Tom Mary'yi sürüş testi için kutladı.
Let me congratulate you on your victory in the tournament.
- Turnuvadaki zaferini kutlamama izin ver.
The contract is in the bag, so let's go out and celebrate.
- Sözleşme çantada, öyleyse kutlamak için dışarı çıkalım.
We celebrate Christmas every year.
- Biz her yıl Noel'i kutlarız.
Tom and Mary celebrated their success.
- Tom ve Mary onların başarısı kutladı.
India's Independence Day is celebrated on the fifteenth of August.
- Hindistan'ın Bağımsızlık Günü, Ağustosun on beşinde kutlanıyor.
I called up my friend to congratulate him on his success.
- Başarısını kutlamak için arkadaşımı aradım.
I could not stop by to greet you because I was in a hurry.
- Seni kutlamak için uğrayamadım, çünkü acelem vardı.