Onunla olmak eğlenceli.
- She is amusing to be with.
Onun hikayesi bizim için oldukça eğlenceliydi.
- His story was highly amusing to us.
Bu TV programı çok eğlenceli görünüyor.
- This TV program seems to be very entertaining.
Bu oyun çok eğlenceli.
- This game is very entertaining.
O, yabancı misafirleri eğlendirmekten sorumludur.
- He is in charge of entertaining the foreign guests.
Çocuklar böyle eğlendirici şeyler söylüyor.
- The children say such amusing things.
Dedektif hikayeleri eğlendirici.
- Detective stories are amusing.
Tom hikayenin komik olduğunu düşündü.
- Tom thought that the story was amusing.
Onu komik bulmuyorum.
- I don't find that amusing.
Çocuklarına eğlendirici bir hikaye anlattı.
- She told her children an amusing story.
Çocuklar böyle eğlendirici şeyler söylüyor.
- The children say such amusing things.