kurut

listen to the pronunciation of kurut
التركية - الإنجليزية
any dried, dairy product (especially dried yogurt)
{f} dried

Dried fish is not to my taste. - Kurutulmuş balık benim damak tadıma uygun değil.

He dried his wet clothes by the fire. - Ateşin yanında ıslak elbiselerini kuruttu.

{f} drying

You were drying clothes. - Sen elbiseleri kurutuyordun.

Tom applied a drying agent to his weeping wound. - Tom iltihaplı yarasına bir kurutucu ajan uyguladı.

{f} dry

I have to dry my hair. - Saçımı kurutmam gerekiyor.

Why are you drying your hair? - Niçin saçını kurutuyorsun?

dessicate
desiccate
make dry
{f} desiccated
kurut
المفضلات