Tom was the only survivor of the crash.
- Tom kazadan tek kurtulandı.
Tom's grandfather was a concentration camp survivor.
- Tom'un büyükbabası bir toplama kampı kurtulanıydı.
We finally got rid of our old car.
- Sonunda eski arabamızdan kurtulduk.
When Tom told Chris he didn't like her scarf, she got rid of it.
- Tom Chris'e onun eşarbını sevmediğini söylediğinde, o ondan kurtuldu.
It's not easy to get rid of a bad habit.
- Kötü bir alışkanlıktan kurtulmak kolay değildir.
I will have to get rid of this worn-out carpet.
- Ben bu yıpranmış halıdan kurtulmak zorunda kalacağım
It takes time to get over a divorce.
- Bir boşanmanın etkisinden kurtulmak zaman alır.
I need to get over him.
- Ondan kurtulmam gerekiyor.
How will you dispose of this problem?
- Bu sorundan nasıl kurtulacaksın?
Tom managed to elude capture.
- Tom yakalanmaktan kurtulmayı başardı.