kurtlanma

listen to the pronunciation of kurtlanma
التركية - الإنجليزية

تعريف kurtlanma في التركية الإنجليزية القاموس.

Kurt
(isim) Wolf

John is as lean as a wolf. - John bir kurt gibi zayıftır.

The boy cried Wolf, wolf! and the villagers came out to help him. - Kurt, kurt diye çocuk bağırdı! ve köylüler ona yardım etmek için dışarı çıktılar.

kurt
worm

Stop feeding me wormy fruit. - Kurtlanmış meyve ile beni beslemekten vazgeç.

Hookworm is a worm, a parasite of man, that sticks to the small intestine. - Kancalı kurt bir kurttur, ince bağırsağa yapışan bir insan paraziti.

kurt
gadgety
kurt
{i} hand

Mary was rescued by a handsome firefighter. - Mary yakışıklı bir itfaiyecil tarafından kurtarıldı.

The rescue workers are going to hand out supplies to the victims of the earthquake. - Kurtarma ekipleri depremin kurbanlarına malzeme dağıtacak.

kurt
sharp
kurt
shrewd person
kurt
(Hayvan Bilim, Zooloji,Latin) canis lupus
kurt
(Biyoloji) gapeworm
kurt
old hand
kurtlanmak
fidget
kurt
hard boiled
kurt
maggot

I heard that a paralyzed man was eaten alive by maggots. - Ben felçli bir adamın kurtçuklar tarafından canlı canlı yenildiğini duydum.

His wounds were infested with flesh-eating maggots. - Onun yaraları et yiyen kurtçuklarla istila edildi.

kurt
mite
kurt
{i} grub
kurt
cestode
kurt
cestoid
kurt
(Tabiat Doğa) (hayvan) [syn.: kurt, solucan, askarit] worm
kurt
borer
kurt
gnawing
kurt
helminth
kurt
caterpillar
kurt
wolf; worm, maggot; shrewd person, old hand
kurt
hardboiled
kurt
lobworm
kurt
lobo
kurt
dog

Tom rescued the dog from being eaten by the hungry soldiers. - Tom, köpeği aç askerler tarafından yenilmekten kurtardı.

The small dog tried to get away. - Küçük köpek kurtulmaya çalıştı.

kurt
vermi
kurtlanmak
(for an object, a food, a dead body) to get wormy, become infested with worms
kurtlanmak
to get tired of sitting in one place, go stir crazy
kurtlanmak
to get wormy; to become impatient, to fidget
kurtlanmak
to become agitated or impatient; to fidget
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف kurtlanma في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

Kurt
A male given name borrowed from German, a contracted form of Konrad
Kurt
Cobain Kurt Eisner Kurt Gödel Kurt Jooss Kurt Lewin Kurt Schleicher Kurt von Schuschnigg Kurt von Schwitters Kurt Vonnegut Kurt Jr. Waldheim Kurt Weill Kurt Julian
Kurt
{i} male first name; family name
Kurt
borrowed from German, a contracted form of Konrad
التركية - التركية
Kurtlanmak işi
KURT
(Osmanlı Dönemi) (A) (C.: Kırta-Kırat) Küpe
Kurt
(Osmanlı Dönemi) ŞEYZUMAN
Kurt
(Osmanlı Dönemi) LU'LU'
Kurt
(Osmanlı Dönemi) AS'ÂS
Kurt
(Osmanlı Dönemi) KILLÎB
Kurt
(Osmanlı Dönemi) SİLFED
Kurt
böcü
Kurt
(Osmanlı Dönemi) HIM'
Kurt
börü
Kurt
(Osmanlı Dönemi) EVS
Kurt
(Osmanlı Dönemi) HALÎ'
Kurt
(Osmanlı Dönemi) AMELLES
Kurt
(Osmanlı Dönemi) SELFE
Kurt
(Osmanlı Dönemi) VELLAS
Kurt
(Osmanlı Dönemi) ERSAH
Kurt
(Osmanlı Dönemi) HAYTEUR
kurt
Bir yeri, bir şeyi iyi bilen
kurt
Güney gök küresinde, Akrep ile Boğa arasında bulunan takımyıldız
kurt
Yumuşak vücutlu, uzun gövdeli, omurgasız, bacaksız, ayaksız veya çok ilkel ayaklı küçük hayvan
kurt
Bazı böceklere veya bazı böcek larvalarına verilen ad
kurt
Bir yeri, bir şeyi iyi bilen. İşini iyi bilen, aldanmaz, kurnaz: "Deminden beri sus pus olmuş, fırsat bekleyen kurt müşterilerin ilk defa sesi duyuluyor."- H. Taner
kurt
Köpekgillerden, Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika'da yaşayan, gri sarı renkli, yırtıcı, etçil memeli hayvan (Canis lupus): "Kurt kocayınca köpeklere maskara olur."- Atasözü
kurt
Güney gök kürede, Akrep ile boğa arasında bulunan takım yıldız
kurt
İşini iyi bilen, aldanmaz, kurnaz
kurt
Köpekgillerden, Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika'da yaşayan, gri sarı renkli, yırtıcı, etçil memeli hayvan (Canis lupus)
kurtlanmak
Rahat oturmayıp telâş ve sabırsızlık göstermek veya sürekli kımıldanmak
kurtlanmak
Bir yerde çok oturmaktan bıkarak gezme gereği duymak
kurtlanmak
İçinde veya üzerinde kurt üremek
الإنجليزية - التركية

تعريف kurtlanma في الإنجليزية التركية القاموس.

kurt
(Bilgisayar) basıklık
kurtlanma
المفضلات